Merhaba 🙂 29 mart öğleni uzun bir yolculuğun ardından Sfantu Gheorge’ye vardım. Bükreş havalimanından yaklaşık 4 saat uzaklıkta Covasna’ya bağlı bir bölge burası. İlk 4 gün çalışmaya başlamadık ancak evdeki diğer 3 kişi ben ve benimle beraber gelen arkadaştan 1 ay önce yerleştiği için onlar işe gidip geliyorlardı. Pazartesi benden bir seçim yapmamı istediler ve bende 2-4 yaş arası çocukların olduğu Kinder Garden’ı seçtim.
Haftada 4 gün 5 saat çalışıyoruz ve cuma günleri toplantıyla dil dersimiz oluyor. Bunlar; Macarca ve İngilizce. Hafta içi bir gün de Romence dersimiz var, her biri 1 saat sürüyor. Açıkçası evdekilerle günlük İngilizce konuşabilmek haricinde dilimi geliştirecek bir faaliyette bulunulmuyor ve diğer dil derslerini de çok genç öğretmen olmayan kişiler veriyor o yüzden öğrenmeye başladığımı söyleyemem.
İşte genellikle çocukların yemek yemesine ve gün içerisinde oyun oynamalarına yardım ediyoruz. Bahçe saatlerimiz oluyor bu süreçte onlara meyve soyuyoruz onlarla ilgileniyoruz. Dillerini konuşamadığımız için oyun oynamak zor olsa da çizim ve boyama yaptırmaya çalışıyoruz. Ancak tahmin ettiğim gibi etkinlikten çok bakım evi şartları var ve bizden onların dadısı gibi davranmamız istendi. Bizim ülkemizden daha farklı işleyen bir sistem var burada, amaç onların günlerini doldurup gitmeleri ve ciddi bir hijyen sorunu olduğunu söyleyebilirim. Ancak çocuklar çok uyumlu ve sevgi dolular. Beni şaşırtan konu da o oldu. Gün sonunda yeniden ortalığı toparlıyoruz, bazen şarkı söyleyip onlarla dans ediyoruz.
Harici etkinlikliklere maalesef kısa dönem olduğum için katılamayacağımı söylediler. Onlar Sinaia’ya gittikleri için izin verdiler bende tura çıktım ve iki farklı ülke gördüm, benim için güzel bir deneyimdi. Her hafta plan yazıyor ve neleri uygulamak istediğimizi belirtiyoruz, işler pek planlandığı gibi gitmese de benim için kalabalıkta yaşamayı başarmak ve çocukları tanıyabilmek açısından farklı bir deneyim oldu çünkü hiç tecrübe etmediğim konulardı bunlar:)
Ceren Çelik