Merhaba Arkadaşlar,
Yaklaşık 4 aydır Hamburg’ta AGH yapmaktayım. Kısaca şimdiye kadarki süreçten bahsetmek istiyorum.
Öncelikle ilk geldiğim gün beni havaalanında mentor’um ve buradaki AGH gönüllülerinden biri karşıladı. Önce bana yanımda param olup olmadığını sordular, yanımda param vardı ve yiyecek birşeyler almak için bir süpermarkete gittik. Orada kısa bir alışveriş yaptıktan sonra kalacağım yurda geldik. Mentorum aylık aldığım parayı ilk gün bana verdi. Diğer gönüllü arkadaşta bana yurdu gezdirdi.
Yurt iki katlı bir bina ve her iki katta da mutfak, banyo ve temizlik malzemeleri, süpürge vs. nin olduğu bir oda var. En alt katta ise çamaşır makinasının olduğu başka bir oda var. Yurtta kalan herkesin kendine ait odası var. Mutfak ve banyo o katta kalan insanlar tarafından ortak kullanılıyor. Odalar çok büyük değil ama tek kişi için yeterli. Odanın içinde lavabo da bulunuyor. Yurtta benim gibi Avrupa Gönüllü Hizmeti yapan insanlar ve buna benzer farklı gönüllü projelerde çalışan insanlar kalıyor. Yurdun yakınlarında metro istasyonu var. Metro ile şehir merkezine gitmek ortalama yarım saat alıyor.
Buradaki ilk ayımda sadece dil kursuna gittim. İlk aydan sonra projemde çalışmaya başladım. Bu arada ilk seminerim için Heppenheim şehrinde 10 gün kaldım. Seminer de bize AGH’daki haklarımız sorumluluklarımız ile ilgili bilgiler verdiler ve sorunlarımızı sordular.
Çalıştığım proje engellilerle alakalı. Zihinsel engelli insanların yaşadığı büyük bir kompleks. Toplam altı gruba ayrılmış bu tesiste benim grubumda 7 kişi yaşıyor. İşyerinde mentorumla beraber çalışıyorum. Aslında benim yaptığım iş çok kolay. Hergün bir engelliyle alışverişe gidiyorum ve alışverişte yardım ediyorum ve her akşam saat 6 da masanın kurulmasına ve toplanmasına yardım ediyorum. Akşam yemeğini de işyerinde yiyorum. Burada kalan insanlar hemen hemen her ihtiyaçlarını kendileri halledebiliyorlar. Burada bizim yaptığımız iş haftalık olarak programlanmış yaşamlarını uygulamalarında yardımcı olmak. Örneğin bir engellinin bugün traş olması gerekiyorsa onu bugün traş olman gerekiyor diye uyarmak gibi. Bu yüzden iş konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamadım. İşyerinden bana bir bisiklet verdiler. İşe bisikletle gidip geliyorum. İşyeri ve yurt arası bisikletle 10 dakikalık bir mesafe. Çalışma saatleri olarak ta haftasonları çalışmıyorum, hafta içi de saat 15:00-22:00 arası çalışıyorum. Fakat sağolsun mentorum zaman zaman beni erken eve gönderiyor.
Şehir olarak Hamburg’u havası hariç çok beğendim. Burada yazın bile zaman zaman serin ve yağmurlu. Fakat çoğu kişi Almanyanın en güzel şehri olduğunu söylüyor. Ortasından Elbe nehrinin geçtiği Avrupanın en büyük ikinci limanına sahip ve çok çeşitli milletlerden insanların olduğu, bu yüzden yabancılara karşı bir önyargının da olmadığı bir şehir.
Buraya gelirken kafam da tereddütlerim vardı. Karşılaşabileceğim zorluklarla ilgili ama şimdi buraya iyi ki gelmişim diyorum. İnsanın yabancı bir ülkede yaşaması başlı başına bir hayat tecrübesi. Tanışılan farklı insanlar, görülen farklı yerler, farklı kültürlere dair öğrenilen şeyler bence çok değerli. Tabi ki çok çok önemli olan başka bir konu ise kendi adıma burada Almancayı çok hızlı bir şekilde öğrenmem.
Belki AGH yapan herkes benim kadar şanslı olmayabilir çünkü ben hiçbir problem yaşamadım ve şehirden, işten, kaldığım yerden, insanlardan memnun kaldım ama seminerde tanıştığım insanlar arasında birçok problemleri olan arkadaşlar da vardı. Bu yüzden AGH yapmak isteyen arkadaşlar bence sadece gitmiş olayım diye gitmesinler. Projelerinin konularını araştırsınlar, gidecekleri şehri araştırsınlar, aktivite anlaşmalarını dikkatlice okuyup ona göre karar versinler.
Bana AGH’nin çok şey kattığına ve katmaya devam ettiğine de inanıyorum. Umarım niyeti olan arkadaşlar da kendilerine en uygun projeyi yakalayıp bunu tecrübe ederler.
Saygılar sevgiler,
Serdar Çapanoğlu